Yaptıklarım, okuduklarım, seyrettiklerim, dinlediklerim, gezdiklerim …

20 Kasım 2008 perşembe günü Kenter Tiyatrosu’nda “39 Basamak” adlı oyunu seyrettim.

Oyundan bir hafta önce biletimi almıştım. Gişede “Perşembe günleri halk günü, % 50 indirim” yazısını okuyunca, içimden “Perşembe günü halk günüyse diğer günler ne günüdür? Halksız günler mi?” diye geçirdim. Bu halk günü tabirini kullanmasalar çok iyi olur; artık indirimli gün mü derler, kampanya günü mü derler, bilmiyorum; ama “halk günü(!)” tabirinin yakışık almadığı muhakkak. Bu indirim gününde bilet fiyatları 15 YTL , diğer günlerde 25 YTL olduğundan; indirimden faydalanmak için, perşembe gününe biletimi aldım.

20 Kasım günü 18:00’de, tam vaktinde işten çıktım; evime gidip, üstümü değiştirdim. Üzerimdeki takım ceketle rahat edemeyeceğim için, rahat kıyafetler giyip, yola çıktım. Evim Beşiktaş’ta olduğundan yürüyerek 20 dakikada Harbiye’deki tiyatroya vardım. Saat sekize beş kala koltuğuma oturdum.

Oyun iki perdelik olup süresi iki saat on dakika. John Buchan’ ın romanından ve Alfred Hitchcock’ un 1935 yılında yönettiği filmden Patrick Barlow tarafından oyunlaştırılmış.

Filmin linkini de verelim: http://www.imdb.com/title/tt0026029/

Oyun ile ilgili bilgi vereyim:

Yazan : John Buchan/Patrick Barlow
Çeviren : Mehmet Ergen
Yöneten : Mehmet Birkiye
Kostüm : Efter Tunç
Dekor : Efter Tunç
Işık : Cem Yılmazer
OYNAYANLAR
Hakan Gerçek, Okan Yalabık, Demet Evgar, Bülent Şakrak

Oyun bir casusluk hikayesi etrafında gelişiyor. Oyunda gerilim, gizem, heyecan komedi unsurlarıyla harmanlanmış ve ortaya sinema tadında bir oyun çıkmış.

Richard Hannay’i oynayan Hakan Gerçek sadece Richard Hannay’i oynuyor. Diğer üç oyuncu da belki 20 farklı karakteri oynuyor. Saniyeler içinde roller değişiyor; örneğin bir oyuncu saniyeler içinde polis, yolcu, bayan, tekrar polis,tekrar yolcu, tekrar bayan olabiliyor. Bir bakıyorsunuz bir oyuncu çalı olmuş, bir bakıyorsunuz şelale olmuş, bir bakıyorsunuz merdiven olmuş. Oyunculukta sınırın olmadığını, bu oyun çok güzel ispatlıyor. Tempo hiç düşmüyor; zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Tüm oyuncuların performansları çok iyi, hepsinin oyunculuklarını beğendim.

Oyunda şöyle bir sahne var: Richard Hannay dağların tepesinde polisten kaçıyor. Polisler arkasında onu kovalıyor. Tepelerinde uçak var. Adama havadan mermi yağdırıyor. Tüm bunlar nasıl oluyor acaba? Bunun gibi daha bir çok yapılamaz denilen şeyin, nasıl yapılabilir olduğunu bu oyunda görüyoruz. Bunun gibi daha birçok güzel sürpriz var.

Hiç sıkılmadan izleyeceğiniz, hatta hiç bitmesin diyeceğiniz bir oyun bu. Bu oyun beş saat sürse de kesinlikle hiç sıkılmadan izlenir. Herkese bu oyunu seyretmelerini tavsiye ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Etiket Bulutu

%d blogcu bunu beğendi: