Yaptıklarım, okuduklarım, seyrettiklerim, dinlediklerim, gezdiklerim …

Archive for Ağustos, 2009

Dolphinarium’a gittim…

15 Ağustos 2009 Cumartesi günü İstanbul Dolphinarium‘a gittim.
Bilet fiyatı 20 TL idi. Üç yunus, bir mors ve bir beyaz balinanın gösterisini seyrettim. Hayvanlar rus eğitmenleri Lena ve İgor ile çok harika gösteri sundular.

Beyaz balina bir ton ağırlığında olduğu halde, üç metre yükseliğindeki topa burnuyla vurabilmesi şaşırtıcıydı. Bu beyaz balina benim canlı olarak gördüğüm en büyük deniz canlısıdır.

Sonra bir mors sahneye çıktı. Adı Sarah, 750 kilo ağırlığında olan bu memeli de güzel bir gösteri sundu. Karada yaptığı akrobatik hareketler şaşırtıcıydı.

En son olarak üç adet yunus sahneye çıktı. Adları Mathilda, Prens ve Prenses idi. İgor’un Prens ve Prenses’in üzerinde ayakla gittiği bölüm çok güzeldi. Mathilda’nın havada iki takla atabilmesi de çok hoştu. Yunusların sıçrayarak havada takla atmaları ve suya girerken de yüzgeçleriyle havada asılı topa vurabilmeleri hayranlık vericiydi.

Gösteri esnasında fotoğraf ve video çekilmesinin yasak olması canımı sıktı. Gösteri bittikten sonra ancak fotoğraf ve video çekebildim. Hayvanlarla beraber fotoğraf çektirmek 20 TL idi.

Morsları görüyoruz.

15 Ağustos 2009 Cumartesi günü İstanbul Dolphinarium’a gittim. from Kazim Simsek on Vimeo.

Yunusları izliyoruz.

15 Ağustos 2009 Cumartesi günü İstanbul Dolphinarium’a gittim. from Kazim Simsek on Vimeo.

Bu deniz memelileriyle geçirdiğim yaklaşık bir saat oldukça keyifliydi. Yunusların gözlerindeki gülümsemeler insanda hayranlık uyandırıyor.

Bu merkezde yunuslarla beraber yüzülebiliniyor. Yunusların engelli çocukların gelişimine katkı sağladığı bilinen bir gerçek.

Tüm herkesi bu muhteşem gösteriyi seyretmelerini tavsiye ederim.

Haliç kıyılarını gezdim…

15 Ağustos 2009 Pazar günü İstanbul Dolphinarium’a gittim. Eminönü’nden Eyüp’e kadar yürürken, gözüme çarpanları fotoğrafladım.

Bulgar Kilisesini görüyoruz.

Çevre yolu köprüsünün altından geçtim.

Eski Galata köprüsü köprü görevini sürdürüyor.

Karşı kıyıda yeni yapılmış bir bina

Adalar’daydım…

9 Ağustos 2009 Pazar günü Adalar’a gittim. Kabataş’tan kalkan vapurla önce Heybeliada’ya gitttim. Bir saat civarı Heybeliada’yı gezdim. Buradan Sedef adasına geçtim. On dakika kalıp, geldiğim vapurla Büyükada’ya geçtim. Burada bir saat gezdikten sonra, İstanbul’a döndüm.
Adalar’a en son 2004 yılında gitmiştim. Yıllar sonra Adalar’a gitmek beni çok mutlu etti. Adalar’a daha sık gitmeyi düşünüyorum.

Yolculuğumuza başladık.

Adalar’a giderken… from Kazim Simsek on Vimeo.

Uzaklarda Yassıada’yı görüyoruz.

Kınalıada’nın önünden geçiyoruz.

Burgazada’nın önünden geçiyoruz.

Kaşık Adası’nın önünden geçiyoruz.

Heybeliada’ya geldik.

Heybeli Adası from Kazim Simsek on Vimeo.

Sedef Adası’na gidiyoruz.

Büyükada’ya geldik.

Büyükada’daydım… from Kazim Simsek on Vimeo.

Dönüş yolculuğumuza başladık. Vapurun üzerinde martılar uçuyordu. Yolcuların attıkları simit parçalarını havada kapmaya çalışıyorlardı.

Martılar, havada simidi kapan martılar… from Kazim Simsek on Vimeo.

Dönüş yolunda Burgazada’da yangın çıktı. Helikopterler denizden su taşıyarak yangına müdahale ediyorlardı. Yangın çok büyümeden söndürüldü.

Burgazada’daki yangını söndürmeye çalışan helikopterler… from Kazim Simsek on Vimeo.

O gün bayağı yoruldum ama güzel yerler gördüğüm için yorgunluğuma değdi.

Anadolu Kavağı’ndaydım…

2 Ağustos 2009 Pazar günü Anadolu Kavağı’na gittim. Cenevizlilerden kalan Yoros kalesine çıkıp, İstanbul boğazının Karadeniz ile buluştuğu yerin güzelliğini hayranlıkla seyrettim.

Anadolu Kavağı’ndaydım… from Kazim Simsek on Vimeo.

Davul çalıyorum…

Modern Folk Üçlüsü’nü dinledim…

30 Temmuz 2009 Perşembe günü Beşiktaş Abbasağa Parkı’nda Modern Folk Üçlüsü’nün konserine gittim. Konser, Beşiktaş Belediyesi’nce düzenlenen “Ustalara Saygı” etkinlikler dizisinden biriydi.

Modern Folk Üçlüsü’nden Ahmet Kurtalan grubun kurulmasından bugüne nasıl geldiklerini anlattı. Hıncal Uluç, Esin Afşar, Suavi Karaibrahimgil, Emel Sayın (telefon ile), Seyyal Taner, Coşkun Demir, Modern Folk Üçlüsü ile nasıl tanıştıklarını ve grupla ilgili anılarını anlattılar. Grup şarkılarını seslendirirken, seyirciler tarafından ayakta alkışlandı.

Kendilerini, ben çocukken (1980’li yılların başı) TRT’de çocuk programı sunarlarken tanımıştım. Programda çocuk şarkıları söylüyorlardı. Ondan sonra onları fazla dinleme fırsatım olmadı. Bu geceden sonra kendilerini daha iyi tanıma fırsatı buldum.

Modern Folk Üçlüsü, Türkiye’nin yerel değerlerini evrensel hale getirmeye çalışan bir grup. O yüzden önemli ve bir çok müzisyene ilham vermiş bir topluluk.