Yaptıklarım, okuduklarım, seyrettiklerim, dinlediklerim, gezdiklerim …

Archive for Nisan, 2008

Coşkun Büktel’in "Fiyasko" romanını okudum…

Coşkun Büktel’in Fiyasko romanını okudum.
Eser Çitlembik yayınlarından çıkmış olup, fiyatı 4.90 YTL dir.

Romanın hikayesi de kahramanları çok ilginçtir.
Kitabın arka kapağında şunlar yazılıdır:
“Her şey, intihar etmek isteyen adamın bir ‘yanlış numaraya’ cevap vermesiyle başladı.”

Eserin dili sade okunması kolaydır. Türlü türlü olayların birbirini kovaladığı, yalanların , sevgilerin, kurnazlıkların ve mizahi öğelerin ustaca harmanladığı bir eserdir.

Eserin kahramanları bayağı ilginçtir:
İşsiz bir genç, karısını öldürmek isteyen bir adam ve O’nun açgözlü metresi, hasta babası için film afişi arayan genç bir kız, psikopat katillerden oluşan dört kişilik azılı bir çete…

Tüm bu insanların dünyası bir yerde kesişiyor ve olaylar hızlı bir şekilde akıyor.

Kitabı elime aldım, içimden dedim ki; başını bir okuyayım, geri kalanını da yarın okurum. Ne var ki kitabı o gün bitirmiştim. Yarına kadar bekleyemedim. Olaylar o kadar hızlı akıyor ki, insan bu heyecanlı maceranın sonunu çok merak ediyor. Hikayenin sonunu bir an evvel öğrenmek istiyor.

Eser çok yakında ingilizce olarak da basılacak. Türkçe bilmeyen insanlar da bu kitabı okuyacaklar. Bu da kitabın daha çok okunmasını sağlayacak.

Eser bana göre, çok güzel bir film senaryosu olabilir.
Hatta eğer bu eser film olacaksa, Yılmaz Erdoğan’ın çektiği “Organize İşler” adlı filmden çok daha fazla ses getirebilir. En azından senaryosu ondan daha akıcı ve çekicidir.

Çok güzel kurgulanmış bir eser olup, eseri beğendim. Okunmasını tavsiye ederim. Eminim çok beğenerek okuyacaksınız.

Sahne tasarımcısı ve oyun yazarı Mete Cantekin hakkında…

Tiyatro sanatçısı,sahne tasarımcısı, oyun yazarı, şair Mete Cantekin’ in blog sitesi http://metecantekin.blogspot.com ‘ u tanıtmak istiyorum.

Mete Cantekin’ in yazdığı oyunlar,şiirler, tasarladığı sahne tasarımları sitede yer almaktadır. Sitelerin estetik tasarımı görülmeye değerdir.

Bilginin salt direkt olarak verilmesinden kaçınılarak, estetik bir tasarımla verilmesi, O’ nun sitelerini diğer sitelerden ayırmaktadır.

Mete Cantekin’ in çalışmalarını çok beğendim. Sizlerin de bu güzel çalışmaları izlemesini tavsiye derim.

"Sen Gara Değilsin" adlı oyunumuzu Barış Manço Kültür Merkezi'nde başarıyla sergiledik…

Bir aydır büyük bir heyecanla beklediğimiz gün geldi ve Barış Manço Kültür Merkezi’nde perdeler bizim için açıldı. Bulunmaz Tiyatro oyuncuları olarak, 03 Nisan 2008 perşembe 20:30’da Aziz Nesin’in “Sen Gara Değilsin” adlı oyunumuzu seyircilere sunduk. Ben ve oyuncu arkadaşlarım için, bu ilk sahne deneyimimizdi.

Oyunun yönetmenliğini yapan, sahnede iyi bir performans sergilememiz için maddi ve manevi yardımlarını hiç esirgemeyen sayın hocam Hilmi Bulunmaz’a tüm arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.

Oyunumuzun seyircilerimizle buluşma sürecini kısaca anlatmak istiyorum:

“Sen Gara Değilsin” adlı oyunun sahneye konulması için önümüzde bir ay vardı. İlk haftalarda; “Acaba yetiştirebilir miyiz?” gibi kaygılarımız vardı. Tüm kaygılarımız, hocamızın bize duyduğu sonsuz güven sayesinde kayboldu. Bu bir ay boyunca rollerimize yoğunlaştık. Haftanın her günü hem ezber çalışmalarımıza, hem de sahnedeki duruş ve hareketlerimize çalıştık.

Hüseyin Dinç ve Eser Bozan arkadaşlarımla oyun üzerine günlerce tartıştık. Oyunun daha iyi anlaşılabilir ve vurucu olması için neler yapılması gerektiği üzerine, birbirimize çeşitli öneriler sunduk. Bu önerilerden bazılarını hocamızın da onayıyla uygulamaya karar verdik. Oyunun sunulmasının son haftasına geldiğimizde, artık kendimize daha çok güveniyorduk. Provaların aksaksız geçmesi, repliklerimizi tamamen ezberleyişimiz bize büyük bir güven getirdi.

Gösteri günü hepimizde tarifi imkansız, güzel duygular vardı. Hepimiz Barış Manço Kültür Merkezi’ne erken geldik. Afişlerimizi astık. Oyun esnasında takılabileceğimiz bazı hususlarda birbirimize son taktikleri verdik. Oyundan bir saat önce sahnede son provamızı da yaptık.

“Oyunumuz başlıyor” anonsuyla sahnedeki yerimizi aldık; artık bizim gerçek dünya ile irtibatımız kopuyordu, oyunumuzun geçtiği o hayali bir kasabanın (Yuntabur) serserisi, belediye başkanı ve polis şefi oluyorduk!…

Büyük bir başarıyla oyunumuzu sunduk. Duyduğumuz kuvvetli alkış sesleri, tüm yorgunluğumuzu unutturdu. Neticede azimli çalışmamızın karşılığını büyük bir gururla aldık: Kendimizle, arkadaşlarımızla, hocamızla ve bizi izlemeye gelen tüm seyircilerimizle gurur duyduk. İlerde daha çok başarılı olacağımız konusunda inancımız pekişti.

Barış Manço Kültür Merkezi’nin müdürü Cuma Bolat’ın bizi büyük bir içtenlikle karşılaması, oyun öncesi hazırlıklar için yardımlarını esirgememesi dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz.

Bulunmaz Tiyatro olarak bu oyunumuzu Barış Manço Kültür Merkezi’nde oynamayı sürdürmenin yanında, başka salonlarda da oynayacağız. Oyunumuzun süresi yaklaşık (şimdilik) bir saat ve tek perdelik. Bizi izleme fırsatı bulamamış seyircilerimizi, diğer salonlarda bekliyoruz. Eminim ki oyunumuzu çok beğeneceksiniz.