15 Kasım 2008 Cumartesi günü 18:00’de Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ömer Hayyam Şiir ve Edebiyat Gecesi‘ne katıldım.
15 Kasım 2008 Cumartesi Kadıköy’de Neslihan arkadaşım ile bir kafede buluşup; meyve çaylarımızı içiyorduk. Neslihan bana Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde Ömer Hayyam şiir dinletisi olduğunu; istersem gelebileceğini söyledi. Bir arkadaşının da bu etkinliğe geleceğini söyledi. Önce ben gelmeyeyim dedim; çaylarımızı içtikten sonra, arkadaşın rahatsız olmazsa gelebilirim, dedim. O da kesinlikle rahatsız olmaz deyince, geceye katılmak için yola koyulduk.
Barış Manço Kültür Merkezi’nde şiir dinletisi 18:00’de başlayacaktı. Daha vakit varken yemek yiyelim dedik. Tostlarımızı yerken, Neslihan’ın arkadaşı Sakine, geldi. Tostlar bitti; saat 18 civarıydı, salona doğru yürüyorduk. İçimden herhalde salon boş olur diye düşünüyordum. Salonu görünce şaşırdım; oturacak tek bir boş koltuk yoktu.
Görevliler bizi görünce hemen sandalye getirdiler. Biz de sandalyelerimizi alıp, en ön sıraya gittik. Sandalyeleri koyacak yer olmadığından ben ve Sakine yere; Neslihan da sandalyeye oturup, etkinliği izlemeye başladık.
İlkin Barış Manço Kültür Merkezi Başkanı Cuma Canpolat seyircilere hoş geldiniz konuşması yaptı. Ardından neyzen Ali Naki Gündoğdu’nun neyinden çıkan güzel nameler salonu doldurdu.
İranlı şair, ressam, yazar, yönetmen Behruz Kia, Ömer Hayyam’ın edebiyatını, felsefesini, hayatını ve O’ndan önceki İran edebiyatını kırık Türkçesiyle anlattı. Ömer Hayyam’ın dört mısradan oluşan rubailerini farsça söyledi; Tiyatro sanatçısı Ali Erdoğan da Türkçe’sini söyledi. Her rubaiden sonra alkışlar eksik olmadı.
Behruz Kia hakkında kısa bilgi vereyim:
1937 yılında Tahran’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Tahran ve Beyrut’ta, üniversite eğitimini ABD’de tamamladı. Sayısız televizyon çalışmasında imzası bulunan Kia’nın 83 belgesel filmi vardır. Yaklaşık yirmi yıldır Türkiye’de yaşayan sanatçı, pek çok kişisel sergi açtı. Türkçeye çevrilmiş ve Türkçe/İngilizce yayımlanmış iki şiir kitabı vardır.
Radyo programcısı İlkin Erkan Karaca güzel sesiyle Ömer Hayyam’ın rubailerini söyledi.
Ardından Kasdav Gençlik Tiyatrosu sanatçıları sahneye çıkarak rubailer okudular.
Gitarist Hasan Cihat Örter, Aşık Veysel’ in Uzun İnce bir Yol ‘u ile kendi bestesi Boştur Boş adlı eserlerini seslendirirken; Gülay Şahin ve Dans Topluluğu’nun üyeleri de dans gösterisi yaptı.
Tüm sahneye çıkanlara Cuma Canpolat tarafından plaket veya teşekkür belgesi verildi. Bir izleyici de Ömer Hayyam’ın bir rubaisini söyledi.
Etkinlik bittiğinde herkesin aklında aşk, şarap vardı.
Bu etkinliğe katılmamı sağlayan Neslihan ve Sakine arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Ömer Hayyam hakkında kısa bilgi vermek istiyorum.
Ömer Hayyam, matematikçi, astronom, felsefeci ve şairdir. Dünyanın ilk rasathanesini kurmuştur. Günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali takvimini hazırlamıştır.
Bilinen kadarıyla Rubailerinin sayısı 158’dir. Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir. Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konular görürüz.
Ömer Hayyam’ın rubailerinden örnekler veriyorum.
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
***
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?
***
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
***
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
***
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?
***
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiğin ne? Götüreceğin ne?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
İçsen de öleceksin, içmesen de!
***
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
İçkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
***
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
Comments on: "Ömer Hayyam Şiir ve Edebiyat Gecesi’ndeydim…" (3)
Merhaba..
Bu yazıyı yeni gördüm. Büyük filozofumuz için yaptığım bir beste, devrim niteliğindeki yaptığım, beni dünyanın en büyük müzik katologlarından İngilizlerin EMI katoloğuna sokan düzenlemelerimden ve “aydın” sayılan bir dostun, dünya çapındaki sanatçısına hitabetine bakınız “Gitarist, Hasan Cihat Örter’in diye geçiştirivermiş…” sanki bizden çok var ortalıklarda, sanki çok kolaymış bu yapılanlar …çok üzüldüm, zaten üzüle üzele bir hal olduk, fakat işin iyi yanından bakacak olursam, bu kayıt bende yoktu ve en azından bu emekler, hemde ücretsiz verdiğim bu emekler (galiba bu işleri bedava yapıyoruz diye bu kadar hafife alınıyor) boşa gitmemiş oluyor! Bu yazıyı yazan dosta tavsiyem..Yahu bu Ülkenin Sanatçılarını tanıyın !!!!…öyle kolayından harcamayın bizi…Analar çok doğurmuyor bizim modellerden söyleyeyim.
Bu yazımı önyargısız okuyanlara selam olsun.
Hasan Cihat Örter
Besteci,Gitar Virtüözü, Aranjör..
Uluslararası Müzik Sanatçısı
(Titrim bu, biline…)
Sevgiyle.
Merhabalar,
Yorumunuzu okudum. Türkiye’deki sanatçıları fazla tanımadığım doğru. Sizi de o gün tanıma fırsatı buldum. Sizi daha evvel tanımadığım için, üzgünüm. Sizi harcamak gibi bir niyetim, asla yok. Ben yazılarımda insanlardan bahsederken, insanların yetenekleri, başarıları, meziyetleri konusunda biraz cimri davranıyorum. Belki bu yüzden alındınız; ancak bu sizin başarılarınızı görmediğim anlamına gelmesin.
Sevgiyle kalın…
ömer hayyam çok degerli pröfesöer çok zekive akıllıca buluyorum….