Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda “Tanımadığım Adamlar ” adlı oyunu seyrettim…
26 Şuat 2011 Cumartesi günü Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda “Tanımadığım Adamlar ” adlı oyunu seyrettim. Biletleri eşim Özlem, benden habersiz günler öncesinden almıştı. Oyunun fiyatlarının tam 45 TL , öğrenci 35 TL olduğunu öğrenince, biraz kızmıştım. Oyunun pahalı olması, o oyunu iyi mi yapıyor, görecektim.
O gün eşimle birlikte, Bulunmaz Tiyatro’da film çekimine katıldık. TV ‘de oynayan “Ezel” dizisinin ne kadar abuk subuk, ne kadar anlamsız bir dizi olduğunu gösteren, bu diziyi tiye alan “Ecel” adlı dizinin çekiminde bulunduk. Çekim bittikten sonra, Ali Poyrazoğlu’nun tiyatrosuna doğru yola çıktık. Tiyatronun yerini bilmediğimizden, yanlış yollara saptık ve oyuna 10 dakika gecikmeyle girebildik. Oyun başlamıştı, hemen oturduk ve oyunu seyretmeye başladık.
Önce oyun ile kısa bilgi vereyim.
Yazan: Aziz Nesin – Ali Poyrazoğlu
Dekor: Altan Erbulak
Yöneten: Ali Poyrazoğlu
Oynayanlar:
Ali Poyrazoğlu
Bülent Kayabaş
Özdemir Çiftçioğlu
Suat Ünaldı
Burak Alkaş
Ümit Kantarcılar
Hüseyin Kara
Oyun, Aziz Nesin’in yazdığı üç öyküden ve Ali Poyrazoğlu’nun yazdığı altı skeçten oluşuyor. Oyun 2 saat ve iki perdeden oluşuyor.
Oyun, aslında müzikal bir müsamere. Oyun içinde oyun şeklinde hazırlanmış bu oyunda, Orostopontopolis adlı bir tımarhanenin yöneticisi Madam Arşaluz, akıl hastalarına yardımcı olmak,biraz iyileşsinler diye bir müsamere tertip ediyor. Bu müsamerenin yöneticisi aynı zamanda hastanenin yöneticisi Madam Arşaluz, oyuncuları da akıl hastaları. Müsamere, psikodrama tekniğiyle hazırlanıyor.
Psikodrama veya drama şu an okullarda ders olarak okutulan ve öğrencilerin anlamakta zorlandığı konuları daha iyi anlamasına yardımcı olan bir araç işlevi görüyor.
Madam Arşaluz’un amacı, akıl hastalarının içine sakladığı veya örttüğü öteki kişilikleri su yüzüne çıkartmak ve onları bunlarla yüzleştirip, iyileşebilmelerini sağlamak.
Oyun interaktif oynanıyor. Madam Arşaluz, sık sık seyircilere laf atıyor. Seyircilerden birini sahneye çıkartıp, onunla bir skeç yapmaya çalışıyor. Sahneye çıkan seyircinin oyuncu olmaması dolayısıyla, ortaya komik görüntüler çıkıyor. Aslında sahneye çıkan bu seyirci, tiyatronun bir oyuncusu ama kimseye bu durum aksettirilmemeye çalışılıyor. Peki, ben nereden biliyorum diye sorarsanız; şuradan biliyorum. Ali Poyrazoğlu’nun Pazar günleri Habertürk’te bir sohbet programı vardır. Bu programda bu seyirciymiş gibi bize gösterilen kişi, bir skeçte oynuyordu. Seyirciyi oynayan kişi, oyun bitiminde sahneye çıkmıyor. Tahminim bunun seyirciler tarafından bilinmesi ve onların da çevrelerine söylemesi, bir sonraki oyunun sürprizini kaçıracak.
Oyunda AKP hükümetine mesajlar verilip, iktidar eleştirilmeye çalışılıyor ama bu pek akıllıca yapılmıyor. Örneğin bir skeçte, kadının daha çok örtünmesi o kadının devlet dairesindeki işinin çabuk bitmesini sağlayacak gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ancak bu durum gerçekte böyle mi , değil tabi ki…
Tımarhanedeki hastaların geçmişte yaşadıkları derin problemler, onları akıl hastası yapıyor. Onların geçmişlerindeki yaşadıkları travmalar, bu skeçler üzerinden bizlere aktarılıyor. Bu aktarma çok başarılı değil, çünkü komedi öğesi, dram öğesinin çok ama çok üzerinde. Skeçlerde verilen siyasi mesajlar da çok zorlama duruyor. Ben bir hükümeti eleştireyim de nasıl olursa olsun diye bir düşünce var.
Oyundaki komik öğelerin sayısı azaltılsa, daha çok psikolojik derinliğe inilse, oyun iyileşebilir ama Ali Poyrazoğlu böyle bir oyun yazabilir mi, hayır; çünkü ihtiyacı yok. Koy bol bol komedi öğesi, belden aşağı espriler, seyirciler gülsün ölmekten; koy koy birkaç akılsızca hükümete eleştiri, salon alkışlasın; gelsin paracıklar. Olay bu.
Ali Poyrazoğlu doğru dürüst bir mesaj vermek istiyorsa, önce samimi olmalıdır. Mesaj verirken ölçüyü kaçırırım da başıma bir şey gelirse diye korkuyorsa, hiç mesaj verme işine bulaşmasın; kendisini versin psikolojiye, psikodrama tekniklerine.
Dekorda, oyuncu ve karikatürist Altan Erbulak’ın karikatürleri yer alıyordu.
Sonuçta oyunu beğenmedim; yazık oldu parama. Eşim Özlem, oyunu beğendi. Psikolojide algıda seçicilik diye bir kavram vardır. Wikipedia ‘daki tanım şudur: Kişinin daha önce yaşadığı deneyimlerin, önyargıların, rüyaların ve benzer her türlü duygulanımın o anki algılama düzeyinde etkili olduğunu ifade eder. Bu tanıma göre, bazıları beğenir, bazıları beğenmez. Önemli olan neden beğendiğimizi yada beğenmediğimizi anlatabilmek…
Bir Cevap Yazın