Yaptıklarım, okuduklarım, seyrettiklerim, dinlediklerim, gezdiklerim …

10 Nisan Cuma günü, Devlet Tiyatroları Şişli Cevahir Sahnesi’nde sergilenen “Kontrabas” adlı oyunu seyrettim.

Arkadaşım Zeynep Kesdoğan toplu e-posta atıp, beni ve arkadaşlarımı oyuna davet etti. Ben ve benim gibi daveti kabul edenlerin biletlerini Internet’ten satın aldı.

18:00’de işten çıktıktan sonra, Şişli’ye metro ile gitmek istedim ve yürüyerek 1.Levent metro istasyonuna ulaştım. Metroda trenin gelmesini beklerken, arkadaşım Feridun Çetinkaya’yı gördüm. Kendisi bir tiyatro oyuncusu olup, http://tiyatrofanzini.blogspot.com/ sitesinin de sahibidir. Sitesinde tiyatroyla ilgili yazılar yazıyor. Kendisiyle tiyatrodan, tiyatrodaki bozulmalardan, çarpıklıklardan, Türk tiyatrosuna musallat olmuş yayıncılardan konuştuk. Ben Şişli’de inerken, O metroyla yoluna devam ediyordu.

Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi’nde arkadaşlarla buluşup, sohbet ettik. Sekize on dakika kala koltuklarımıza oturduk.

Oyun tek perde ve bir saat. Oyunla ilgili bilgiler vereyim.

Yazan: Patrick Süskind
Dekor Tasarımı: Ethem İzzet Özbora
Türkçesi: Hale Kuntay
Reji: Metin Belgin
Kostüm Tasarımı: Serpil Tezcan
Işık Tasarımı: Yakup Çartık

Oyuncu:
Metin Belgin

Oyun yazarı Patrick Süskind günümüz alman edebiyatının en saygın yazarlarından biri olarak kabul edilmekte olup, vikipedia’ dan aldığım bilgi aşağıdadır:

Patrick Süskind (d. 26 Mart 1949 – ), Alman, roman, senaryo ve radyo oyunu yazarı.

Almanya’nın Bavyera eyaleti sınırları içinde kalan Münih’in 30 km güneyindeki Starnberger Gölü kıyısında, Ambach’ta dünyaya geldi. Babası Wilhelm Emanuel Süskind de bir yazardı.

Patrick Süskind, lise olgunluk sınavının ardından sivil olarak askerlik hizmetini yerine getirdikten sonra 1968-1974 yılları arasında, yine babası gibi, üniversitede tarih eğitimi aldı. Münih Üniversitesi’nde ortaçağ ve modern çağ tarihi öğrenimi gördü. Tarih eğitimini Magister bitirme sınavı ile tamamladı. Üniversite yıllarında düzyazılar ve senaryolar yazmaya başladı, ancak bunlar bügüne kadar hiç yayınlanmadı.

Üniversite eğitiminin ardından gittiği Fransa Aix-en Provence’de Fransızcaya ve Fransız kültürüne ilişkin bilgisini arttırdı.

Patrick Süskind, babası gibi, serbest yazar olarak çalişmakta, yazı işleri ve düzeltmenlik yapmakta, roman, kısa hikâyeler ve televizyon senaryoları yazmaktadır.

Süskind’in kitapları yirmiden fazla dile çevrilmiştir, ve birçok kez sinema ve televizyona uyarlanmıştır. Yine kendisinin elinden çıkan kısa ve alaycı bir biyografisinin dişında hakkında pek az bilgi vardır. İnsan içine çıkmaktan hoşlanmayan Patrick Süskind, Münih, Paris ve güney Fransa’da Montolieu’da yaşamaktadır. Süskind, kendisine verilen edebiyat ödüllerini dahi almamakta ve reddetmektedir.

Patrick Süskind, 1981 tarihli bir monolog olan “Der Kontrabass” (Kontrabas) adlı oyununun Münih Cuvilliee tiyatrosunda sahneye konulması ile meslek hayatının ilk büyük çıkışını yaşadı. “Der Kontrabass” 1985 yılında Tevfik Turan tarafından dilimize çevrildi ve Can Yayınları tarafından yayınlandı.

1985 tarihli “Das Parfum” adlı ilk romanı ile Süskind dünya çapında şöhrete kavuştu ve Almanca konuşulan ülkeler İsviçre, Avusturya ve Almanya’nın en önemli çağdaş yazarlarından biri oldu. “Das Parfum” 1987 yılında “Koku” adıyla Tevfik Turan tarafından dilimize çevrilerek Can Yayınları tarafından yayınlandı. “Das Parfum” bir “çok satan” olduğu gibi aynı zamanda yazarı henüz hayatta olmasına rağmen klasikleşerek “uzun satanlar” arasındaki yerini de aldı. 100 bin adet olarak basılan “Das Parfum”‘ün ilk Almanca baskısı birkaç hafta içerisinde tükendi ve roman tam dokuz yıl boyunca Almanya’nın önemli dergilerinden biri olan Der Spiegel’in çok satanlar listesinde yer aldı. Bugüne kadar 33 ayrı dile çevrilen “Das Parfum” tüm dünyada tam sekiz milyon adet satılmıştır. Yine Alman yönetmen Tom Tykwer tarafından sinemaya uyarlanarak 14 Eylül 2006 tarihinde Almanya’da gösterime girmiştir.

Süskind’in diğer eserleri ise şunlardır:

“Die Taube”(roman)- Güvercin 1981,
“Die Geschichte vom Herrn Sommer”(roman)- Yaz Bey’in Hikayesi 1991,
Monaco France (senaryo) 1982,
Kir Royal(senaryo)1986

Oyunda bir kontrabas sanatçısı görüyoruz. Sahnesin ortasında duran bir kontrabas oyunun iskeletini oluşturuyor. Bir devlet senfoni orkestrasında memur olan kontrabasçı, kontrabas üzerinden hayatı yorumluyor. Hayatımızdaki çelişkilerden, hiyerarşik yapıdan, şiddetten, cinsellikten bahsederken kontrabası baz alıyor.

Kontrabasçı, ilkin kontrabası çok sevdiği için çalıyor, zamanla para için çalmaya başlıyor ve bu onun hayatında çözülmesi olanaksız bir ikilem yaratıyor. Kontrabası hem çok seviyor, hem de ondan ölesiye nefret ediyor. Onu bir kadına benzetiyor, sanki onunla sanki sevişiyor. Kendisi bir devlet kurumunda müzik yaptığı halde, kurumunu acımasızca eleştirebiliyor.

Metin Belgin’in performansı iyi. Oyunda sık sık bira içilmesi hoş değil. Salonu alkol kokuları kaplarken, sahnede yanan tütsülerin varlık nedeni de anlaşılıyor.

Oyunda Johannes Brahms‘ın “2. Senfonisi” ve Franz_Schubert‘ in “Alabalık Beşlisi” adlı eserleri çalınıyor. Kontrabas çalgısı üzerine de bir takım bilgiler veriliyor.

Oyunu fena bulmadım. Oyunu tüm arkadaşlarım beğendi. Arkadaşlarımdan en çok beğenen Mustafa Cemil olup, kendisi yazar ve müzisyen olup, oyunda kendisinden çok şeyler bulduğunu söyledi. Bu oyunu herkesin ama bilhassa müzik ile uğraşanların seyretmesini kuvvetle tavsiye ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Etiket Bulutu

%d blogcu bunu beğendi: