Yaptıklarım, okuduklarım, seyrettiklerim, dinlediklerim, gezdiklerim …

Yazan: Orhan Kemal

Yöneten: Murat Yılmaz

Oyuncular:

Birol Özçarıkçı: Süleyman, Garson

Deniz Yörük: Komiser, Nigar

Didem Çakır: Bakkal Nuriye

Gülay Özçarıkçı: Bitirim Leyla

Hüma Filiz: Bekçi Zalha, Kes Ayşe, Baş Gardiyan

Ömer Kemal Ertekin: Palabıyık Hasan

Sinem Çakır: Bekçi Fethiye, Biç Ayşe, Cemal

Kazım Şimşek: İbo

Meral Şahna: Muhasebeci Hayriye

Mihrap Tanın: Bekçi Leman, Patron, Gardiyan Fitnat

Tina Hanamirian: Bekçi, Genç Adam, Filiz

Vahap Ergin: Uvertür Muzaffer

Ülkü Şahna Yıldırım: Sarı Leman

 

 

 

 

Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi oyuncuları olarak 22 Mayıs 2019 Çarşamba günü Akatlar Kültür Merkezi’nde Orhan Kemal’in “Tersine Dünya” adlı oyununu sergileyeceğiz.

Herkesi oyunumuza bekleriz.

Tersine Dünya Afiş

 

Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi’nde Orhan Kemal’in yazdığı Mustafa Gültekin’in oyunlaştırdığı “Tersine Dünya” oyunun provasına başladık. Oyunda “İbo” karakterini oynuyorum.

3 Mart 2019′ da yaptığımız provadan bir kesit sunuyorum.

Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!

Düşüncemizin katlanması mı güzel,

Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,

Yoksa diretip bela denizlerine karşı

Dur, yeter! demesi mi?

Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız

Bitebilir bütün acıları yüreğin,

Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.

Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!

Çünkü o ölüm uykularında,

Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,

Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.

Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.

Kim dayanabilir zamanın kırbacına?

Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,

Sevgisinin kepaze edilmesine,

Kanunların bu kadar yavaş

Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.

Kötülere kul olmasına iyi insanın

Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?

Kim ister bütün bunlara katlanmak

Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.

Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,

O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya

Ürkütmese yüreğini?

Bilmediğimiz belalara atılmaktansa

Çektiklerine razı etmese insanı?

Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:

Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor

Yürekten gelenin doğal rengini.

Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar

Yollarını değiştirip bu yüzden,

Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.

Ama sus, bak güzel Ophelia geliyor.

Peri kızı dualarında unutma beni,

Ve bütün günahlarımı.

Oyunun Adı: Hamlet

Yazan: William Shakespeare

Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu

HORATİO: Ya sizi denize doğru çekerse efendimiz? Yahut denize inen uçurumun korkunç tepesine doğru götürür de orda aklınızı başınızdan alacak başka bir korkunç şekle girerek sizi cinnete sürüklerse? Düşünün bir kere: O tepe zaten başka bir sebep olmadan da, dibindeki kulaçlarca derin denize bakıp dalgaların gümbürtüsünü işiten her insanı hayattan ümit kesme çılgınlığına kaptırır.

(W. Shakespeare, Hamlet, Çeviren:Orhan Burian, Perde 1. Sahne IV.)

Oyunun Adı: Julius Caesar

Yazan: William Shakespeare

Çeviren: Nurettin Sevin

Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: Ben Sezar’ı gömmeye geldim, övmeye değil. İnsanların yaptığı fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi, Sezar’ınkiler de öyle olsun. Asil Brutus size Sezar’ın haris olduğunu söyledi;  eğer böyleyse, bu ağır bir suç. Sezar da onu pek ağır ödedi. Şimdi burada Brutus’la diğerlerinin izinleriyle, çünkü Brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada Sezar’ın cenazesinde söz söylemeye geldim. O benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin Brutus haris olduğunu söylüyor ve Brutus şerefli bir zattır. Sezar Roma’ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. Acaba Sezar’da hırs diye görülen bu muymuş? Fakirler ne zaman ağlasa, Sezar’ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. Fakat gene Brutus onun için haristi diyor; Brutus da şerefli bir adamdır. Siz hep gördünüz, Luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa krallık tacı sundum, üç defasında da  reddetti; hırs bu buymuş? Gene Brutus haristi diyor. Ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. Ben Brutus’un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. Bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi; öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. Beni affedin. Kalbim tabutun içinde, şurda , Sezar’ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.

 

Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde sergilenen “Ve öyle de oldu” adlı oyun çıkışı tiyatrodan arkadaşlarla bir kafede oturup, sohbet ettik.

Tiyatro çalışmalarından örnekler:

11 yıl önce  (2007) Bulunmaz Tiyatro’da başladığım tiyatro serüvenime 20 Ekim 2018′ de Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi’ nde  devam ediyorum.

Hocamızın adı Murat Yılmaz, kendisi aynı zamanda Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde oyunculuk yapmaktadır. Devlet tiyatrolarında oyunculuk geçmişi vardır.

Cumartesi – Pazar 11:00 ile 13:00 arası çalışmalar vardır. Kursa kayıt yaptıran yaklaşık 30 kişi olsa da devamlı gelen kişiler 15 civarındadır. Çalışmalar zevklidir; buraya geldiğim için mutluyum.

Kursta yaptığımız çalışmalardan bazıları aşağıdadır:

Isınma ve streching hareketleri

Yürüme egzersizi

Yürürken yürüyüşümüze dikkat ediyoruz. Nasıl yürüdüğümüzün farkına varıyoruz.1’den 10′ a doğru yürüme hızları var. 1 çok çok yavaş, 10 en hızlı yürümedir.Komutlarla istenilen hızda yürüyüşümüzü ayarlıyoruz. Yürürken farklı hareketler yapılabilir. Örneğin mavi komutu ile ters yönde dönüş, sarı ile zıplama gibi. Bu komutları oynayanlar verebilir.

Sayı oyunu

Çember oluşturulur. Her kişi 1’den başlayarak bir sayı söyler. Farklı bir kişi söylenen sayının bir fazlasını söyler. Ancak iki kişi aynı anda sayıyı söylerse tekrar 1’den başlanır. Amaç en yüksek sayıya ulaşmaktır. Çemberdekiler arkası dönük veya gözler kapalı iken bu oyun oynanabilir.

Çember oluşturulur. Her kişi 1’den başlayarak bir sayı söyler. Farklı bir kişi söylenen sayının bir fazlasını söyler. Ancak iki kişi aynı anda sayıyı söylerse tekrar 1’den başlanır. Amaç en yüksek sayıya ulaşmaktır. Çemberdekiler arkası dönük veya gözler kapalı iken bu oyun oynanabilir.

Tekerlemeler

Bu mum umumuzun mumudur

Üç tunç tas has kayısı hoşafı

Şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiceler

Diyafram çalışması

Sandalyenin ucuna oturuyoruz.Kafamızı bacaklarımıza doğru eğiyoruz. Burnumuzdan nefes alıyoruz, nefesimizi tutuyoruz sonra ağzımızdan veriyoruz. Süreler sırasıyla 3 sn, 5 sn, 7 sn olabilir.

Ayaktayken başımızı eğiyoruz. Burnumuzdan nefes alıyoruz, nefesimizi tutuyoruz sonra ağzımızdan veriyoruz. Süreler sırasıyla 3 sn, 5 sn, 7 sn olabilir.

Nefesi verirken “Mıım” gibi sesler çıkartıyoruz.

Parmaklarımızla yüzümüzle oynuyoruz. Yüz kaslarını çalıştırıyoruz.

Dilimizi ağzımızın içinde dolaştırıyoruz.

İsim ezberleme oyunu

Çember oluşturuluyor. Herkes kendisi için isminin ilk harfi ile başlayan bir lakap buluyor. Kalender kazım gibi. Gruptaki herkes ilk kişiden başlayarak kendisine gelene dek tüm isimleri lakaplarıyla beraber söylüyor. Daha sonra buna herkesin kendi bulduğu bir hareket de ekleniyor.

Sobelemece oyunu

Bir kişi yakalayan, bir kişi kaçan oluyor. Kaçan kişi ikili veya üçlü grubun arkasına geçince dokunulmaz oluyor. Gruptaki bir kişinin koluna girince diğer uçtaki kişi açığa çıkıyor ve kaçmaya başlıyor. Sobelenen kovalayan oluyor.

Çekim oyunu

Bir kişi elinin ayasını diğer kişiye gösteriyor. O kişi eli, alnının birkaç santim uzaklığından takip ediyor. Mesafeyi uzatmaması gerekiyor.

Kukla oyunu

Bir kişi kukla oluyor. Diğer kişi onu yoğuruyor. Kukla kaslarını kullanmıyor.ondurucu ve çözücü spreyler var.

Tabloyu canlandırma

Bir resim tablosu bulunuyor ve tablonun 10 sn öncesi ve 10 sn sonrası bir oyunla anlatılıyor.

Bir makinenin parçası olma

Kişiler bir makinenin parçası oluyor. Sadece bir işi mekanik bir şekilde yapıyorlar. Tüm ekip bir araya gelince makinenin tamamı ortaya çıkıyor. Matbaa makinesi gibi.

Dans

Bir müzik parçası eşliğinde duygular hareketlerle anlatılıyor.

Obje oyunu

İki gruba ayrılıyor. Her gruba birer obje veriliyor.

Objeyi kendi fonksiyonundan başka bir amaçla kullanmaya çalışılıyor. Örnek kalemi flüt gibi kullanmak. Değiştir komutuyla objeler yer değiştiriliyor.

Doğaçlama

Küçük kağıtlara birer cümle yazılıyor. Yarısı bir kişiye diğer yarısı diğer kişiye veriliyor. Yönlendirici bir konu söyleniyor.İki kişi sahneye çıkıyor ve konu hakkında doğaçlama başlıyor. El çırpmalar ile kişi kendisinde olan kağıttaki cümleye bakıyor ve oyunun içinde bu cümleyi söylüyor, arkasından oyun toparlanmaya çalışılıyor.

İki gruba ayrılıyor.

Gruptaki kişiler birer birer sahneye çıkıyor. Sahneye çıkılınca bir hareket yapılıyor ve donup kalınıyor. Hareket sürmüyor.Arkasından gelenler hareketi tamamlıyor veya başka bir konuya geçiş yapıyorlar. Herkes çıkınca “canlanın” komutuyla doğaçlama başlıyor.

İki gruba ayrılıyor.

Gruptaki bir kişi yazar oluyor diğer kişiler yazarın bir cümlesini eyleme geçiriyor.

Çıbırca oyunu

İki gruba ayrılıyor. Her grup doğaçlama yapıyor. Ancak konuşurken anlamlı kelimeler değil de anlamsız kelimeler söyleniyor.

Karşılıklı yakalama oyunu

İki gruba ayrılıyor. Gruptan iki kişinin gözleri kapatılıyor. İki uçtan birbirlerine doğru geliyorlar biri yakalamaya, diğeri yakalanmamaya çalışıyor.

Sobeleme oyunu

Bir kişi arkası dönükken “ön dö truva”deyip arkasını dönüyor. Bu esnada uzaktaki grup yavaş yavaş kendisine yaklaşmaya çalışıyor. Sobe olan kişi eğer bir kişiyi hareket ederken görürse o kişi sobelenmiş oluyor.

Çalıştığım kurum çalışanlarına kişisel eğitim dersleri almasına olanak tanımaktadır. Ben de bu eğitimlerden “Planlama ve Zaman Yönetimi” adlı dersi tercih ettim. Dersin eğitmeni Damla Ataman Hn. dır. Kendisi Turuncu Eğitim adlı eğitim kurumunun kurucusudur. İki tam gün aldığım eğitim konuları aşağıdadır:

Eğitim İçeriği:

  • Kişiliğimizin Zaman Yönetimi
  • Alışkanlıkların Üzerinde Etkisi
  • Zaman Yönetimi Kişilik Tarzı Envanteri
  • Hedefler ve İstekler Arasındaki Farklar
  • Planlama, Önceliklendirme, Proaktivite
  • E-mail Yönetimi
  • Toplantılarda Zaman Yönetimi

 

Eğitimin sonunda öğrendiğim bilgileri hayatımın her anında değerlendireceğimi umarım.

Eğitmenimiz konusuna son derece hakimdir. Eğitim süresince hayatından sık sık örnekler vererek konuları daha çabuk anlamamıza olanak sağladı. Kendisi “Kaliteli Yaşam İçin Zamanı Yönetmek” isimli kitabın yazarıdır.Başarısının devamını dilerim.

damla-ataman-turksen